NedTrain için stow, müşterinin ihtiyaçlarına veya tercihlerine göre özel olarak tasarlanmış bir parça deposu inşa etmiştir. Sistem, paletlerin (1,20 x 1,00 m) raflarda enine olarak durduğu ve ‘üst şapkalar’ (bir tür çapraz kiriş) üzerinde dinlendiği dar koridorlu standart sabit raflardan oluşmaktadır. Paletten ürün almak için erişim kamyonları kullanılmaktadır. Çalışmalar 2011 baharında başladı ve resmi devir teslim Ağustos 2011’de yapıldı. Eski sistemin parçalarının sökülmesi için gereken süre de dahil olmak üzere tüm çalışmalar yaklaşık 5 ay sürmüştür.
NedTrain danışmanı Jos Halters şöyle açıklıyor: “Standart palet rafları seçildi çünkü bu durumda en iyi seçenek onlardı. Kapsamlı mekanizasyon ve otomasyon her zaman iyi bir fikir değildir. Depolarımızda hem büyük hem de küçük parçalardan oluşan çok geniş bir ürün yelpazemiz var. Bunların çok azı yığın halinde. Bu da düşük yükseklikler ve dar koridorlar anlamına geliyor ki bu da büyük bir yer tasarrufu sağlıyor. Mobil raflar burada tamamen verimsiz olurdu çünkü erişim kamyonlarımız çok uzun süre boşta kalırdı. Üç erişim kamyonumuz var. Mevcut sistemde hiçbir zaman beklemek zorunda kalmıyorlar ve sürekli hareket halindeler. Bunun avantajı, zaman kaybı olmadan siparişlerin hızlı bir şekilde toplanmasıdır.”
NedTrain için stow, müşterinin ihtiyaçlarına veya tercihlerine göre özel olarak tasarlanmış bir parça deposu inşa etmiştir. Sistem, paletlerin (1,20 x 1,00 m) raflarda enlemesine durduğu ve ‘üst şapkalar’ (bir tür çapraz kiriş) üzerinde dinlendiği dar koridorlu standart sabit raflardan oluşmaktadır. Paletten ürün almak için erişim kamyonları kullanılmaktadır. Çalışmalar 2011 baharında başladı ve resmi devir teslim Ağustos 2011’de yapıldı. Eski sistemin parçalarının sökülmesi için gereken süre de dahil olmak üzere tüm çalışmalar yaklaşık 5 ay sürmüştür.
NedTrain danışmanı Jos Halters şöyle açıklıyor: “Standart palet rafları seçildi çünkü bu durumda en iyi seçenek onlardı. Kapsamlı mekanizasyon ve otomasyon her zaman iyi bir fikir değildir. Depolarımızda hem büyük hem de küçük parçalardan oluşan çok geniş bir ürün yelpazemiz var. Bunların çok azı yığın halinde. Bu da düşük yükseklikler ve dar koridorlar anlamına geliyor ki bu da büyük bir yer tasarrufu sağlıyor. Mobil raflar burada tamamen verimsiz olurdu çünkü erişim kamyonlarımız çok uzun süre boşta kalırdı. Üç erişim kamyonumuz var. Mevcut sistemde hiçbir zaman beklemek zorunda kalmıyorlar ve sürekli hareket halindeler. Bunun avantajı, zaman kaybı olmadan siparişlerin hızlı bir şekilde toplanmasıdır.”
Jos Halters, stow adresini seçmenin ekonomik açıdan da doğru olduğunu vurguluyor: “Bu elbette ekonomik bir hikaye. Teklif verme aşamasında kim parasının karşılığını en iyi şekilde verirse ihaleyi o alır. Sözleşmeleri bu şekilde yapıyoruz. Ancak buna katkıda bulunan bir diğer faktör de stow ile daha önce üç kez işbirliği yapmış olmamızdı. Ve her seferinde olumlu bir deneyim yaşadık.”
Halters, “Başlıca avantajları stow’un büyük esnekliği ve uyarlanabilirliğidir” diyor. Bize spesifik bir örnek veriyor: “Eski raflarımızın birçok bileşen parçası hala ortalıkta duruyordu. Bu parçalardan bazıları hala mükemmel şekilde kullanılabilir durumdaydı. Yani her şey bu şekilde yenilenmedi. Tamamen yenilenenler boyunduruklar oldu. Öte yandan, eski depodaki bölmelerin üçte birini yeniden kullanabildik.”
Esnekliğin belirgin bir avantaj olduğu açık. Bu da muhatabımızı doğrudan başka bir konuya getiriyor: “Kritik bir nokta da zemin yüküydü. Ancak stow uzmanları bunun için de ideal bir çözüm buldular. Zemin yükünü eşit olarak dağıtmak için, kademeli boyunduruklarla modifiye edilmiş bir konfigürasyon seçildi. Maksimum hareketli yükün hala mümkün olduğu, iyi düşünülmüş bir çözüm.”